ALİ TEZEL

YARGITAY KARARLARI-SOSYAL GÜVENLİK 1 (İNTİBAK-SON TAHSİS YILI)

506 sayılı yasa tabi emeklilerin aylıkları emekli oldukları tarihten sonra sadece enflasyon oranında(TÜFE) oranında artarken, çalışanlardan kesilen sigorta primlerinin  kazançları TÜFE+GELİŞME HIZININ % 30’u kadar artmaktadır.

Belki de bu nedenle çok gerilerde kalan emekli aylıklarına ilave ayrıca zam verilir. 2015 ve 2016 yıllarında verilen 100’er TL ilave zam önceki yıllarda % veya 60TL den hangisi fazla ise , 2003 yılında da 75,00TL Sosyal Destek Ödemesi adı altında hayata geçti.

Tüfe artışı dışında gelen bu zamlar bazen emekli mi olayım, çalışmaya devam mı edeyim sorusunu düşük kazançlı işte çalışanlar bakımından emekli olmayı özendiren bir sonuca yöneltmiştir.

Emekli olanlar ile çalışanlar veya yeni emekli olanlar arasında, eski emekliler aleyhine daha az zamla daha düşük aylık alma seçeneğine mahkum olunması nedeni ile sorun 2000 öncesi emekli olanlar bakımından 2013 yılında intibak yasası denilen değişiklik ile fark kapatılmaya çalışıldı.

Ancak bu gerçeği görenler Ali Tezel beyin 2007 uyarısı ile emekli aylığını kestirip, çalışma ve emekli aylıklarını yeniden bağlatarak gelişme hızından yararlanma işlemine yöneldi. Bunu gören SGK derhal yasamayı harekete geçirerek kanun değişikliği ile aylık hesap yöntemini değiştirditti. Pek az şanslı değişiklik öncesi emekli aylığını artırabilmiş oldu. 2013 yılına kadar kesilen aylıkları yanlarına kalan pek çok kişi yargı sürecinde hak aramaya başladı. Bu süreç devam ederken intibak yasası değişikliği geldi. Bu defada intibaktan yararlanacaklar son tahsis yılı 2000 öncesi olanlar olarak sınırlandı. Bu grupta olan pek çok emekli fark aldı, bazı aylıklarda 300 TL lere varan iyileştirmeler oldu.

Bu noktada olan emekli aylığını artırmak için aylığını kestiren hem 2007 değişikliğinden önce çalışmaya başlayan ancak yeniden aylık bağlama işlemi kanun değişikliği sonrasına kalanlara oldu. Bu kişiler hem gelişme hızından yararlanamadılar hem de intibak uygulamasından zira bu grubun son tahsisi 2000 öncesi değil örneğin 2007,2008 yılı oldu.

Açtıkları davada da başarıya ulaşamadılar. Aşağıda buna ilişkin www.yargitay.gov.tr. Emsal karar bölümden alınan karar bulunmaktadır.

Bu noktada olumsuz sonuçtan kurtulamayan, intibaktan yararlanamayanların bir çıkış noktası olduğu söylemek ama ne tür bir çözüm olabileceğini de buradan beyan etmemek istiyoruz.

Biraz aramak azıcık gayret etmek gerekecek. Şahsen diğer yöntem tarafımızdan denenmiş ve çözüme de ulaşılmıştır.

Bir nokta daha arz etmek gerekirse sosyal güvenlikte oluşturulan, sunulan alternatif önerilerin sonuçlarının ne olacağını, değip değmeyeceğini önceden iddia sahibine açıklatmak ve gerçekleşmez ise eleştiri hakkını kullanmak gerekebilecektir. Bazı çözümler ise bu gün doğru olsa da zaman içinde aranan pratik sonucu vermekten uzaklaşabilmektedir.

 

EMSAL KARAR;

 

21. Hukuk Dairesi         2014/25394 E.  ,  2015/7245 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 6283 sayılı intibak yasası hükümlerinin uygulanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının yaşlılık aylığına 6283 sayılı Yasa'nın uygulanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. 
Mahkemece davanın kabulü ile davacının 6283 sayılı Yasa hükümlerinden yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya 01.02.1999 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, 09.10.2007 tarihinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışmak istediğinden yaşlılık aylığının kesilmesini talep ettiği, 15.10.2007 tarihinde işinden ayrılarak ikinci kez yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, davacıya 01.11.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının yaşlılık aylığının intabak yasasına göre yeniden hesaplanmasını talep ettiği, davalı Kurumun, davacıya 506 sayılı Yasa'nın 63.maddesine göre aylıkları kesilerek yeniden çalışmaya başlayanların aylıklarının yeniden hesaplanmakla yüksek olanın ödendiği, 01.11.2007 tarihinden itibaren eski aylık ile yeni aylığı arasında yapılan mukayesede yüksek olanın bağlandığı, tahsis talep tarihi 01.01.2000 tarihi sonrası olduğu için intibak işlemlerinden faydalanmasının mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını 5510 sayılı Yasa'nın geçici 39.maddesi oluşturmaktadır. Yasakoyucu, intibak yasası olarak bilinen 6283 sayılı Yasa'nın 5.maddesiyle 5510 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 39.maddede, yaşlılık aylıklarının hesaplanmasına ilişkin yasal düzenlemelerden doğan farklılıkların yarattığı adaletsizliğin önüne geçmek amacını taşımaktadır. Geçici 39.maddeye göre; "1-Son tahsis talep tarihi veya ölüm tarihi 2000 yılı Ocak ayı başından önce olup, 506 sayılı Kanunun mülga hükümleri uyarınca gösterge sistemine göre bağlanan malûllük, yaşlılık ve ölüm aylıkları ile bu tarihten önce malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken bu tarihten sonra ölen sigortalıların ölüm aylıkları, bu madde hükümlerine göre yeniden hesaplanır.
2- Aylıkların hesaplanmasında, 506 sayılı Kanunun mülga maddeleri uyarınca hazırlanan ve 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan gösterge veya üst gösterge tablosundan sigortalı için tespit edilmiş olan mevcut gösterge rakamı ile aynı dönemde yürürlükte bulunan memur aylık katsayısı esas alınır." Yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere, geçici 39.madde uyarınca davacının yaşlılık aylığının yeniden hesaplanabilmesi için son tahsis talep tarihinin 2000 yılı Ocak ayı başından önce olması gerekmektedir. 
Somut olayda, davacının son tahsis talep tarihi 15.10.2007 tarihi olduğundan, geçici 39.madde hükmünden yararlanamayacağı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Exit mobile version