ALİ TEZEL

Yersiz veya Fazla Ödemede Güncel Esaslar

SGK deyince aslında yalnızca bir kamu kurumundan bahsetmediğimizin birey bazında farkında olmamız gerekiyor.

Sosyal güvenliğe de; hastalık, doğum, iş kazası, işsizlik, ölüm ve yaşlılık gibi sebeplerden dolayı toplumun kendini birtakım kamu düzenlemeleriyle koruması desek ve bu doğru olsa bile yeterli bir tanım olmayacaktır.

Çünkü bir ekonomide, hükümetlerin politikasından bağımsız olarak, iradi bir müdahaleye gerek kalmadan ekonomiyi kendine getiren, gerek işsizlik sigortasıyla, gerekse de bağlanan gelir ve aylıklarla gelir veya servet dağılımını yeniden düzenleyen, konjonktürün tersine dengeleyici olabilen veya olması beklenen şeye sosyal güvenlik harcamaları diyoruz. Bu yönüyle otomatik stabilizatör işlevi görüyorlar.

İşte SGK, bu harcamaları yürütüp yöneten böylesine önemli bir rolü icra eden bir kurumdur. Olması gereken elbette kurumun sosyal güvenliğin amacına uygun olarak mağduriyetlere yol açmaması ve uygulamalarında tümüyle yasal düzenlemelere tabi olmasıdır.

Bu bağlamda hemen belirtelim ki SGK tarafından yapılmış fazla ve yersiz ödemeler sorunu sosyal güvenlik normlarındaki belirgin dinamizm ve yasaya aykırılıkların zamanında tespit edilememesi nedeniyle yaşanageliyor. Örnek verecek olursak, yurtdışı borçlanması hakkından yararlanarak emekli olanların yurtdışında çalışırken aylık almaya devam etmesi, muvazaalı boşanma ile yetim aylığı alındığının saptanması, çalışmaya başladığı halde yetim aylığı alınmaya devam edilmiş olması, sahte sigortalılık süreleriyle emekli olunduğunun sonradan saptanması gibi çok sayıda nedenlerin yanında SGK’nın Bağ-Kur Kapsamında kız çocuklarına bağlanan yetim aylıklarındaki dönemsel değişiklikler benzeri alanlarda kurallarına istikrar kazandıramaması veya yargı kararlarına paralel olmayan tasarruflar nedeniyle kurum fazla veya yersiz ödeme yapabiliyor.

Bu kapsamda, işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında fazla veya yersiz olarak yapılan her türlü ödemenin tespiti, tebliği ve tahsiline ilişkin belirlenmiş bazı esaslar var.

Temel Yaklaşım

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96. maddesine göre, Kurum yersiz ödemede hatalı işlemin kasıt ve kusurdan doğduğunu tespit etmişse, tespit tarihinden geriye dönük 10 yıla kadar ve faiz işleterek tahsil yoluna gidiyor.

Şayet hata SGK personelinden kaynaklanmışsa da, bu kez geriye dönük 5 yıla kadar tahsil yoluna gidilebiliyor ve kurum ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 24 ay (iki yıl) da faizsiz ödeme için süre tanıyor. Bu 24 aylık süre dolduktan sonra ise sürenin dolduğu tarihten itibaren yasal faiz yürütülerek tahsil yapılıyor.

Alacaklar varsa da SGK bu alacakları yersiz ödemelere mahsup edebiliyor. Alacakların yersiz ödemelere mahsubunda en eski borçtan başlanılıyor ve yasal faiz kalan borca uygulanıyor. Yersiz ödemeler gelir ve aylıktan kesildiğindeyse kesinti gelir ve aylığın %25’i nispetinde oluyor. İlgililerin veya yasal varislerinin talebi halinde yersiz ödemeler taksitle de ödenebiliyor.

Yersiz Ödemede Ne Değişti?

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96. maddesinde düzenlendiği gibi, Kurumun hatasından kaynaklanan yersiz veya fazla ödemelerde geriye doğru en fazla 5 yıllık sürede yapılan ödemelerde, ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren 24 ay içinde faizsiz tahsil yoluna gidiliyor ve süre dolduktan sonraysa yasal faizle birlikte geri alınacağı öngörülüyordu.

Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik en son 2017 yılında değiştirildi. Yapılan değişiklikle, kurum kendi hatasıyla yaptığı yersiz ödemede tanıdığı 24 ay faizsiz ödeme süresini kaldır ve eğer borçlu tebliğden itibaren borcunu 1 ay içinde defaten ödemez veya taksitli ödeme planına uygun davranmazsa Kurumun artık doğrudan tahsil yoluna gideceği öngörüldü. Bu yönüyle söz konusu değişiklik birey aleyhine olmuş Kurum kendi hatasından kaynaklansa da borçluya süre tanıma opsiyonunu kaldırarak zaten zor durumda kalacaklara bir kötü haber daha vermiştir. Yani düzenleme kişiye kendi hatasından kaynaklanmasa bile beş yıllık geri ödemede 24 ayı beklemeden ya defaten ödeme ya da taksitlendirmeye zorlamış olmakta, aksi durumda 24 aylık opsiyon yok olmaktadır.

Resmi Gazetenin 23.06.2017 tarihli nüshasında yayınlanan Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikle gelen diğer bir önemli değişiklik ise hatalı işlemin kasıt veya kusurdan doğanlara ilişkin yapıldı. Bilindiği gibi daha önce taahhüt edilen sigortalılıktaki durum değişikliklerinin bir ay içinde Kuruma bildirilmemesi ile gelir ve aylıklarının kesilmesi gerektiği halde durumun gizlenmesi veya bildirilmemesi hallerinde 10 yıllık geri alıma gidiliyordu.

Kurum bu uygulamasından vazgeçerek kişinin bildirimi olmasa bile diğer kurumların bildirimi varsa kişiyi bildirim yapmış varsayacak ve bu durumda olanlara ödenmiş olan yersiz ödemelerin tespit ve tahsili halinde en fazla 5 yıllık süre dikkate alınacak ve borcun 2 sene içinde ödenmesi halinde yasal faiz uygulanmayacaktır. Nitekim daha önce, çok sayıda kişi, kendileri bildirmese bile bildirim yükümlüsü diğer kurumların bildirim yaptığı gerekçesiyle ve 10 yıllık değil de 5 yıllık tahsil uygulaması talebiyle açtıkları davaları kazanıyorlardı.

Bu birey lehine değişiklik refleksinin de kazanılan çok sayıda davayla beraber SGK’nın yargı kararlarıyla haksızlığının ortaya çıkmasına bağlı olması, günümüz gerçekleriyle örtüşse de yazımızın başında SGK açısından çizdiğimiz tabloya ters düşüyor.

Exit mobile version